28.11.12
25.11.12
gordugum gercekligin icinden milyonlarca baska gercekler geciyor. evrenin her noktasinin kesisimi var. biz noktalardan olusuyoruz.
"bi duzlemde noktadan sonsuz sayida dogru gecer."
sonsuz sayida dogru mumkun. sonsuz sayida yasam gibi.
geleceginde onunla olmadigin ve oldugun, bitmesi mumkun, cocuklar dogurdugun, baska adamlara asik oldugun ve olmadigin. baska gercekler mumkun. hissediyorum. ayni anda hem suleyman demirel bulvarindaki dilaylarin evinin onunde bekleyen servisin icinde hem de findiklida alinin koltugunda uzanmis, battaniye ile isinmaya calisirken ve bi yandan ottan bulanan aklimi tek bir ana indirgeyememenin verdigi akil almaz dagilmisligi toparlayabilme cabami iceren an'i bir anda yasayabiliyorum. duramiyorum. ama her ana dagilmis hissediyorum. hissettigim: zamanin akiskanligi.
"bi duzlemde noktadan sonsuz sayida dogru gecer."
sonsuz sayida dogru mumkun. sonsuz sayida yasam gibi.
geleceginde onunla olmadigin ve oldugun, bitmesi mumkun, cocuklar dogurdugun, baska adamlara asik oldugun ve olmadigin. baska gercekler mumkun. hissediyorum. ayni anda hem suleyman demirel bulvarindaki dilaylarin evinin onunde bekleyen servisin icinde hem de findiklida alinin koltugunda uzanmis, battaniye ile isinmaya calisirken ve bi yandan ottan bulanan aklimi tek bir ana indirgeyememenin verdigi akil almaz dagilmisligi toparlayabilme cabami iceren an'i bir anda yasayabiliyorum. duramiyorum. ama her ana dagilmis hissediyorum. hissettigim: zamanin akiskanligi.
23.11.12
birisinden nefret etmek, onu affetmekten daha yorucu. hayatini kesin cizgileri arasinda, insanlara olan guvenini kaybetmis ve " evet bu sefer hangi picligi yapacaksiniz" diyerek geciren birisi icin tabi ki nefret vazgecilmez bir duygu. birisini ya seversin ya da nefret edersin. oysa aslinda icinde tek bir duygu bile istemiyorsundur. sevdigin yuk oluyor, nefret ettigin ise ofke. ofke kizgin bir toptur, dokunamazsin, bu yuzden brut agirligini hicbir zaman bilemezsin.
kotulugun en kotu noktasi arsiz olmasi falan degildi. bulasiciligiydi. sakinligini elden, iyiligi kalbinden, aklini kafandan attigin gibi kotulugu benimsersin. onu tanimak istersin. evirir cevirirsin. dusmani yakindan tanimaya calisirken bir bakmissin sen olmussun dusman. kalbinden buyuk bir ofke. dur, bu sen degilsin.
kimseyi oldurerek ya da onun uzerine basip gecerek mutluluga ulasamazsin demiyorum. ulasirsin elbet. ama huzur? sen huzuru aramiyor musun? o zaman ne isi var o ayaginin burada?!
insanlarin yuzune kalbi yansir derler. baskalari da "kalbine gore versin" deyip topu allaha sutlar. kalbinde bir insana karsi ofke varken, soyler misin nasil iyi seyler beklersin hayattan?
insanlari sevmesen, bir cocugu nasil yetistirirsin? henuz yargilamasi oturmamis cocuk dunyasinda bitki-insan-hayvan-nesne, her seyi sevebilen bir cocugu nasil yetistireceksin? hic degilse bunu dusun bi.
ne diyordum, kalbindeki yuzune, ordan da vur diline. yani sen niye bi acikgozluluk halinde yuruyosun ki. birak, koy gotune, kazik atsinlar, aldatsinlar, birak terk etsinler. sen kurallarina gore oyna, birak onlar batirsinlar, pisman olsunlar, dusunsunler, utansinlar.
dunya batmiyor ya. aldatsinlar seni, terk etsinler, baska kadinlara gitsinler senin yerine. birak bunun yukunu yapan dusunsun. sen niye her seye kontrol edip, baskalarinin yuklerini yukleniyorsun?
20.11.12
insanin her an ulasabilecegi birisi olunca, anlik zeka pariltilarini/uzuntulerini/farkindalik ve yoksunluklarini kelimelere dokemiyor. cunku "o insan"a hemen ulasiyor bunlar, bir kelime ile, soz ile. sonra dok dokebilirsen kelimelere.
eskiden, nasil oldugumu hatirlamanin bile zor oldugu o eskiden, hic kimse beni anlamayacak saniyordum.
kelimelerim, ellerimden dokulecek ve aramizda bir duvar olacak insanlarla.
duvarlar asilmayacak, savaslar cikaksa bile kimse kaleyi fethedemeyecek.
eskiden, cok degil, az once, anlasilmayacagimdan o kadar emindim ki en sevdigim soru "duymadin mi" olurdu
eskiden, sana uzanmanin yasak oldugu, senin baska kadinlara ait oldugun zamanlarda, hep susardim. susmaliydim. suyu bulandiramazdim, ne haddime! ben kucuk bir kiz cocugu, senin yaninda ise turlu uyruk kadinlar.
simdi, senden sonra, ellerime ve dillerime kenet vurmam gerekmediginde, uyumadan once isinmak icin senin ayaklarina dokundugumda, sana simarip, sana aglarken, her seyden kacip sana kosarken, ilk defa kelimesizligi yasiyordum.
ke li me ler
ne re de ler
eskiden, nasil oldugumu hatirlamanin bile zor oldugu o eskiden, hic kimse beni anlamayacak saniyordum.
kelimelerim, ellerimden dokulecek ve aramizda bir duvar olacak insanlarla.
duvarlar asilmayacak, savaslar cikaksa bile kimse kaleyi fethedemeyecek.
eskiden, cok degil, az once, anlasilmayacagimdan o kadar emindim ki en sevdigim soru "duymadin mi" olurdu
eskiden, sana uzanmanin yasak oldugu, senin baska kadinlara ait oldugun zamanlarda, hep susardim. susmaliydim. suyu bulandiramazdim, ne haddime! ben kucuk bir kiz cocugu, senin yaninda ise turlu uyruk kadinlar.
simdi, senden sonra, ellerime ve dillerime kenet vurmam gerekmediginde, uyumadan once isinmak icin senin ayaklarina dokundugumda, sana simarip, sana aglarken, her seyden kacip sana kosarken, ilk defa kelimesizligi yasiyordum.
ke li me ler
ne re de ler
19.11.12
ruya biter yalnizlikla
o kadar kotuyum ki gozyaslari icinde ama kalbimin ortasinda kocaman bir agirlikla uyandim. derimi soymak istedim. hani bir yerin acirken, baska bi yerine daha fazla acili uyaran gonderirsen ilk agri yerini fark etmezsin ya, o hesap. istedim ki dunya uzerinden silineyim. aglamak beni rahatlatmiyor. napiyim, bari derimi soyayim. elbet ölürüm eninde sonunda. ve belki bir ölürüm ki hakikaten olurum bu kez.
bana diyorsun ki pazar gunu arkadaslarimla disari cikacagim. tabi senin gibi ev kusu bi insana gore sasirtici bi plan bu. ok iyi eglenceler diyorum falan. sonra senden de degil, pinardan, o pazar gunu gorusecegin arkadasinin guya seni o gun bi kadinla tanistirma plani oldugunu ogreniyorum. diyorum ki ali yapmaz oyle sey. kadinin eblek bi surati ve aptal otesi bisiy oldugunu ogrenince, daha da emin oluyorum.
meanwhile in my uterus, iki aylik hamileyim. evli degiliz. ama cocuk dogduktan sonra bi ara evlenme planindayiz. iliskimiz baslayali baya bir sure gecmis. su anki zamanlarda degiliz. sanki biraz sikilmissin. sanki biraz uzamis..
pazar gunu, benim babam adanaya geri donuyomus. cunku haftasonu beni ziyarete gelmis falan. bi sekilde erken gitmis babam ve benim de isim erken bitmis haliyle. ben de taksime gelmisim. cunku normalde izmirde yasayan bi arkadasim o haftasonu icin istanbula gelmis, ben de bari onu goriyim diyorum. ariyorum konusuyoruz sonra fark ediyorum ki onunla ayni ortamdasin, sen-izmirli arkadas-senin bi arkadasin-tanistirmak istedigi bitki suratli salak kadin kiki'de oturuyomussunuz. telefonu kapatip seni ariyorum bu sefer, ya ben de bu taraflardayim geliyorum o zaman yanina, ordan da eve gideriz beraber falan diyorum. sana haber veriyorum. kikiye gidiyorum. ama bi bakiyorum, yoksunuz. seni ariyoum tekrar, ya biz o arada kalktik diyosun. sinirleniyorum. nerdesiniz diyorum, bilmedigim garip ve karisik bi adres tarif ediyosun ama yarim agizla. sonra seni o salak suratli kizla tanistirmaya calisan arkadasin oflayip pufluyor [telefonda duyuyorum] "anlamiyosa adresi, gelmesin iste" falan diyor. sen de papagan gibi bunu tekrarliyosun ve aslinda bakarsan cok da gelmemi istemiyosun. yoluma tas koyuyosun. sana inanamiyorum. benim senden yana guvenim tamdi bu geceye dair, sakin kendini kontrol ediliyomus gibi hissetme, tek amacim izmirden gelen arkadasimi gormekti ama nerden biliyim sizin ayni grupta takilacaginizi bu aksam diyorum. ama sinirle eve donuyorum. sana degil kendi evime.
ertesi gun izmirli arkadastan ogreniyorum ki onceki gece o salak suratli eblek kadinin icine dusmussun. yani kadin ilgiliymis, sen de onun flortozluklerine yanit vermissin. hatta kadinin evine gitmissiniz gece
kulaklarimin kanamasini istiyorum. cunku kalbim agriyor. baska bi yerimin daha da fazla agrimasi lazim.
asansore biniyorum. ustume ve tum asansore benzin dokuyorum. cakmagi yakiyorum.
bana diyorsun ki pazar gunu arkadaslarimla disari cikacagim. tabi senin gibi ev kusu bi insana gore sasirtici bi plan bu. ok iyi eglenceler diyorum falan. sonra senden de degil, pinardan, o pazar gunu gorusecegin arkadasinin guya seni o gun bi kadinla tanistirma plani oldugunu ogreniyorum. diyorum ki ali yapmaz oyle sey. kadinin eblek bi surati ve aptal otesi bisiy oldugunu ogrenince, daha da emin oluyorum.
meanwhile in my uterus, iki aylik hamileyim. evli degiliz. ama cocuk dogduktan sonra bi ara evlenme planindayiz. iliskimiz baslayali baya bir sure gecmis. su anki zamanlarda degiliz. sanki biraz sikilmissin. sanki biraz uzamis..
pazar gunu, benim babam adanaya geri donuyomus. cunku haftasonu beni ziyarete gelmis falan. bi sekilde erken gitmis babam ve benim de isim erken bitmis haliyle. ben de taksime gelmisim. cunku normalde izmirde yasayan bi arkadasim o haftasonu icin istanbula gelmis, ben de bari onu goriyim diyorum. ariyorum konusuyoruz sonra fark ediyorum ki onunla ayni ortamdasin, sen-izmirli arkadas-senin bi arkadasin-tanistirmak istedigi bitki suratli salak kadin kiki'de oturuyomussunuz. telefonu kapatip seni ariyorum bu sefer, ya ben de bu taraflardayim geliyorum o zaman yanina, ordan da eve gideriz beraber falan diyorum. sana haber veriyorum. kikiye gidiyorum. ama bi bakiyorum, yoksunuz. seni ariyoum tekrar, ya biz o arada kalktik diyosun. sinirleniyorum. nerdesiniz diyorum, bilmedigim garip ve karisik bi adres tarif ediyosun ama yarim agizla. sonra seni o salak suratli kizla tanistirmaya calisan arkadasin oflayip pufluyor [telefonda duyuyorum] "anlamiyosa adresi, gelmesin iste" falan diyor. sen de papagan gibi bunu tekrarliyosun ve aslinda bakarsan cok da gelmemi istemiyosun. yoluma tas koyuyosun. sana inanamiyorum. benim senden yana guvenim tamdi bu geceye dair, sakin kendini kontrol ediliyomus gibi hissetme, tek amacim izmirden gelen arkadasimi gormekti ama nerden biliyim sizin ayni grupta takilacaginizi bu aksam diyorum. ama sinirle eve donuyorum. sana degil kendi evime.
ertesi gun izmirli arkadastan ogreniyorum ki onceki gece o salak suratli eblek kadinin icine dusmussun. yani kadin ilgiliymis, sen de onun flortozluklerine yanit vermissin. hatta kadinin evine gitmissiniz gece
kulaklarimin kanamasini istiyorum. cunku kalbim agriyor. baska bi yerimin daha da fazla agrimasi lazim.
asansore biniyorum. ustume ve tum asansore benzin dokuyorum. cakmagi yakiyorum.
12.11.12
mihman
çok gençken içime kapandığımda, dikenlerim sadece kendime batardı. o dikenlerle baş etmesini bir şekilde becerirdim. acıklı sesler çıkarmadan, sevgi beklemeden, kendimden başka kimsenin nöbetçi eczane olmadığı kuytumda bir köpek gibi yalardım yaralarımı.
..
insan kendi yaptığı sığınağına fark etmeden bağlanıyor. onun etrafından çok fazla uzaklaşamıyor. yaptığını bozmaya, onu geri dönmemek üzere arkasında bırakmaya kıyamıyor. nereye gitsem geri döneceğimi bilmem, beni sandığımdan daha korkak yaptı.
..
insan kendi yaptığı sığınağına fark etmeden bağlanıyor. onun etrafından çok fazla uzaklaşamıyor. yaptığını bozmaya, onu geri dönmemek üzere arkasında bırakmaya kıyamıyor. nereye gitsem geri döneceğimi bilmem, beni sandığımdan daha korkak yaptı.
Subscribe to:
Comments (Atom)