kotulugun en kotu noktasi arsiz olmasi falan degildi. bulasiciligiydi. sakinligini elden, iyiligi kalbinden, aklini kafandan attigin gibi kotulugu benimsersin. onu tanimak istersin. evirir cevirirsin. dusmani yakindan tanimaya calisirken bir bakmissin sen olmussun dusman. kalbinden buyuk bir ofke. dur, bu sen degilsin.
kimseyi oldurerek ya da onun uzerine basip gecerek mutluluga ulasamazsin demiyorum. ulasirsin elbet. ama huzur? sen huzuru aramiyor musun? o zaman ne isi var o ayaginin burada?!
insanlarin yuzune kalbi yansir derler. baskalari da "kalbine gore versin" deyip topu allaha sutlar. kalbinde bir insana karsi ofke varken, soyler misin nasil iyi seyler beklersin hayattan?
insanlari sevmesen, bir cocugu nasil yetistirirsin? henuz yargilamasi oturmamis cocuk dunyasinda bitki-insan-hayvan-nesne, her seyi sevebilen bir cocugu nasil yetistireceksin? hic degilse bunu dusun bi.
ne diyordum, kalbindeki yuzune, ordan da vur diline. yani sen niye bi acikgozluluk halinde yuruyosun ki. birak, koy gotune, kazik atsinlar, aldatsinlar, birak terk etsinler. sen kurallarina gore oyna, birak onlar batirsinlar, pisman olsunlar, dusunsunler, utansinlar.
dunya batmiyor ya. aldatsinlar seni, terk etsinler, baska kadinlara gitsinler senin yerine. birak bunun yukunu yapan dusunsun. sen niye her seye kontrol edip, baskalarinin yuklerini yukleniyorsun?
No comments:
Post a Comment