hicbir sey yapmak istemiyorum ve su anda inanilmaz umutsuzum. gitmek istedigim yer, dev bir belirsizlik denizi ve bende anksiyete yaratiyor. bulundugum yerdeki kopruleri de oyle bir yaktim ki burada da gelecegim yok. keske ogrenciligime donebilsem.
bugun bogazici'nde kahvalti yaparken ogrencilere bakip tam bunu diledim. tekrar 22-23 yasinda olabilmeyi.. o gunlere donebilmeyi degil de su anki kafamla, kosullarimla, sevdigim insanla beraber o yasa donebilmeyi isterdim. ah! insanlar 50'lerinden sonra ikinci baharlarini yasarken nasil gecmisten pismanlik duymamaya dayaniyorlar? (belki de geriye bakmayi kestikleri ve "su an"a minnettar kalabildikleri icindir.)
aklimda asla "burada mi kalsaydim?" ya da "keske bu yola hic girismeseydim" cumleleri donmuyor. aksine buraya baktikca "umarim gidebilirim" diyorum. cunku kendimi ikna etme girisimim esnasinda burayi curuttum. kopruleri yaktim. ve tum bu surecte burasi kendi kendini de yok etti. herkes kabuguna cekildi, o eski parlak guluslerimiz yok artik. herkes kendi hayatina bakiyor. insanlar evleniyor, cocuklar doguruluyor, uzmanliklar tamamlaniyor, yeni evlere tasiniliyor. herkes hayatini kurmaya basliyor.
peki ben ne yapiyorum?
eskiyi yiktim ama yeniyi kurabiliyor muyum?
eskiden "gelecek" diye dusundugum sey oyle umut dolu, oyle parlakti ki bugunlerle alakasi yoktu. peki ben ne zaman bu belirsizliklerden kurtulup, net bir sey gormeyi basarabilecegim? guluyorum, egleniyorum ama icimde hep bir huzursuzluk var. oldugum yeri garipsiyorum. ne adim atabiliyorum, ne de gorebiliyorum. kendimi hic bu kadar caresiz hissetmemistim. ve eminim bundan beterleri de siradadir. (nasil da iyimserim!)
hayatimin en buyuk sinavlarindan birini veriyorum. aslinda tek yapmam gereken akil sagligimi yitirmeden beklemeye dayanabilmek. hicbir sey icin gec degil. sadece dayan. dayan. dayan. dayan. dayan.
No comments:
Post a Comment