14.6.17

26 yasina geldim. yillardir tek basima yasiyorum istanbul'da. tek basima oto sanayiye arabami goturuyorum. tek basima su borusu tamir ediyorum. kimisinin ablasiyim, doktoruyum, kimisinin dostu, kimisinin sevgilisi, kimisinin komsusu.. ama su hayatta hala evlat olmayi becerebildigim soylenemez. inatla anlayamiyorum bu isin ince dengesini? nerede ebeveynlerimin beklentileri bitiyor ve nerede benim hayatim basliyor, cozemiyorum. her seyi net bir sekilde gormeye, kusbakisi ile hayati idame ettirmeye calisan dide'nin kontrollu yapisini alt ust ediyor tabi ki bu durum. zira olan biteni gorebilsem bile, ustesinden gelebildigim soylenemez. su aileye dair bildigim seyler, surekli ogrenip unuttuklarim, o kadar cok ki!
annemin attachment sorunlari var. erken yasta ailesinden ayri kalmasi gerekmis, parasiz yatiliya gitmis. furuzan romani gibi anadolu kokan anilari var. devletci bir yapisi var. iyilige ve allaha inaniyor. ve bu onu huzurlu kiliyor. benim de basimi agritmasini azaltiyor. bu yuzden annem ve allah arasina girmiyorum. annem kendi erken donemde yasadigi ayriligi ve ebeveynlerinin cook yasli olmasi sebebiyle aileye doymus diyemeyiz. allahtan babam evcimen de romantik olmasa bile annem hayalindeki aile yasantisini surdurebiliyor. annem kontrol etmeyi sever, bir tek beni kontrol edemez. o zaman da vicdan kozunu oynar. annemin benimle alakali cok farkli bir ideasi vardi ama bendeniz ailenin kara koyunu oldugum icin, annesel beklentilere tepki her seyi yaptim. ilk gozagrisi olmam bir yana, meslektas olmamizin da benimle olan iliskisinde onemli bir yeri var. dilara'ya karismadigi kadar bana karisiyor, bana dair beklentiler buyutuyor. her seferinde de yikiyorum bu beklentileri (bkz. erkek secimleri, kariyer secimleri..) ama o da bir turlu bikmiyor tekrar beklenti duymaktan. boyle bir danisikli dovus bizimkisi. ne yardan ne serden demisler. oyle iste. annem nasil ki beni tutup icine sokarak sevmek istiyorsa, ben de ondan o kadar uzaklasarak sevmek istiyorum onu. uzaktan, uzaktan. ama icime kismen dogan sey ise ben ne kadar bunu istesem de ailemin saglik durumlari nedeniyle onlardan uzaklasamayacagim ve gencligimde aileme cektirdigim uzuntuleri, yasliliklarinda onlara bakarak odeyecegim yonunde.
umarim yanilirim.

babama ne zaman saygi duymayi biraktik, hic bilmiyorum. en baslangicta bir korku unsuruydu, surekli azarlardi, bagirirdi, surekli korkuturdu. gozyaslarim dokuldukce daha cok kizardi: niye bu kadar sulugozsun, neden agliyorsun her seye, guclu olsana! babamin takintisi guclu olmak, intihari anlayamayacak kadar empati yoksunu bir insan. kendisi kaya kadar guclu ama bu hareketsizliginden kaynaklaniyor. dusunuyorum da hayatta ne zorluk yasadi diye, yok bulamiyorum. hayatta bir seylere elini uzatmadigi icin o el hic yorulmadi da. ama benden beklentileri cok karisik: misal karinca gibi caliskan olan annemin benden kariyer beklemesini anlayabiliyorum, fakat babam? sen kimsin ki? sen neden yani? sen bir kere hayati salivermissin, rolantide gidiyorsun. beni hengamenin icine atmak ve ondan da sagsalim bir ruh haliyle cikabilmemi neden istersin? ha bunu istiyorsun, bir yandan da evinin kadini ol, cocuklarinin anasi ol diyorsun. tasak mi geciyorsun derler adama, ama iste babasin diye sana diyemiyorum. yasim ilerledikce bu ebeveynlerin torun ve evlilik beklentisi beni daha da hayrete dusuruyor. keske 3. cocugu kendileri yapsalarmis da su anda benden torun beklentisinde olmasalarmis. ben de tabi ki bilerek ve bilmeyerek bu ihtimali oteliyorum: sevgili secimlerimle, kariyer secimlerimle.. yine donduk geldik ayni noktaya yani.

ya su ergenligi animsatan "ailenin inadina hareket etme" huyumu ne zaman birakacagim acaba? yapmiyorum diyorum ama donup hareketlerime baktigimda yine bir inat buluyorum. o inadi kirsam, kendime sarilsam, kendimi dinlesem, ne iyi olacak.
ben ne istiyorum?
ben aslinda oyle lanse ettigim gibi evlilik karsiti, cocuk dusmani degilim. sadece optimum kosullara inaniyorum ve henuz o kosullarda olmadigim icin boyle bir beklentiye girmiyorum. henuz yerim yurdum belli degil. tamam, sevdigim bir adam var ama bakalim o kim, nasil birisi, benimle olmak istiyor mu, bunlari bilmiyorum. ki ben cok bilmek ve guvenmek isteyen bir insanimdir!

ozetle altindan kalkamadigim durum, bendeki uzaklasma arzusu ve annemlerin beni dizinin dibinde isteme halinin hicbir uzay noktasinda kesismeyecek olmasi. terapistimin ve kardesimin dedigi gibi 26 yildir yapamadigim seyi yapip ailemi kabullensem, belki bir seyler olur. surekli onlarin beni kabullenemedigini soylemek kolay olani, oysa ben de onlari kabullenemiyorum. aile sanki cok onemli olmaliymis gibi geliyor. diger ucta da aile hicbir seyimizdir gercegi yatiyor. arasini bulamiyorum. tutturamiyorum. ve tutturanlara ozeniyorum.

No comments:

Post a Comment