ben hayattan istifa etmek istiyorum. hayatin beraberinde getirdigi tum bokluklarin uzerine sifonu cekip, klozetin kapagini indirmek, kapiyi kapatip cikmak istiyorum.
isigi sonduruyorum.
hayatta hicbir seyden sorumlu tutulmak istemiyorum. ne solup giden meneksemden, ne ilerde tikanmasin diye iyi bakmaya calistigim damarlarimdan, ne de calismam gereken konulardan..
aliskanliklarimin gelip de beni sirtimdan bicaklamasini istemiyorum. insanlara alismak istemiyorum. insanlari umursamamak istiyorum. elimi kafamin icine sokup, durdurabilmek istiyorum.
duygularimi uzerimden soyup atmak istiyorum. havalarin hic kararmamasini, erken kalktigimda zinde hissetmek istiyorum.
insanlara belirli bi uzaklikta durabilmek, istedigimde gonlumdeki yere gidebilmek, giderken hicbir seyi koparmadan, beni cepecevreleyen sinirlarimi genisleterek/esneterek ilerlemek istiyorum yolumda.
kafami bulandirmamak, mad men izlerken aglamamak, kalbimi hafifletmek -yillardir geometrik hizda buyuyen kalbimin artik [sonunda] hafiflemesini istiyorum.
eglenceli sarkilar dinlerken gercekten eglenmek. kendime guvenmedigim konularda surekli rezil olmamak, olsam bile gulup gecebilmek istiyorum.
ben gitmek istiyorum. ama bunun ne anlama geldigini de biliyorum. bu yuzden aslinda gitmek isterken bile, ben en cok kalip, her seye dayanabilmek istiyorum. yoruldugumda, agladigimda, isler icinden cikilmaz hale geldiginde, ben icimden cikamadigimda, sana dayanabilmek istiyorum. kirik tarafimi yaslayip sana, uyumak istiyorum. sana dayandigimda, bunun dogru oldugundan emin olmak istiyorum.
adimlarimdan emin olmak istiyorum. geri kalanindan ise mesuliyet kabul etmiyorum.
21.2.14
19.2.14
16.2.14
the girl, the monster and the goddess vs. love letter
2013 temmuz'da stockholm'deki moderna museet'te sergisine denk geldigim niki de saint phalle'in islerini unutmamak, aklima kazimak, biraz da ders cikarmak icin cekmistim bunlari.
"what shall I do now that you've left me?
will I cry a million tears?
will I die?
will I take to drink?
take a trip?
will I consult the stars and a crystal ball on how to win you back?
will we stay friends?
will I fall in love again?"
muzisyen soko da niki'nin islerinden etkilenmis olmali ki son sarkisini ona adamis:
13.2.14
tavsan kac, paraparapum.
dokuz yasindaydim ve bir tavsan almistim. babamin hicbir zaman ikna olmayacagini, annemin ise ortama uyum saglayacagini bile bile bir tavsan almistim. cok sevdigim, yemek yiyisini izlerken eglendigim tavsanim. burnu surekli hareket etmesine ragmen hic yorulmayan, bembeyaz tuyleriyle tavsanim. bir, iki, uc derken gunler artti ve "o gun" geldi. icimde buyuk bir pismanlik. cunku babamin hicbir zaman ikna olmayacagini, annemin ise ortama uyum saglayacagini bile bile bir tavsan almistim. tavsani baska birisine vermem gerekiyordu. ne aptalim diye dusundum, icimde dokuz yasindaki bedenimden bile buyuk bir pismanlik. nasil inanabildim babamin ses cikarmayacagina, tavsanimi sonsuza dek besleyecegime.. insan o yaslarda cok naif oluyor. daha da kotusu, o yaslarda bu kadar naif oldu mu sonra beli de dogrulmuyor. gonlumden gecene inanmistim ama evin kurallari gonul falan dinlemiyordu. o gun tavsanimi yeni sahibine verirken, hayatimin en buyuk pismanligini yasadim. keske hic elime almasaydim, evde beslemeseydim, KESKE HIC DENEMESEYDIM, GIRMESEYDIM BU TOPA. pismanligimin agirligi cigerlerime coktu. once nefes alamaz oldum, sonra kalbim hizlandi. olecegim sandim ama normal bir olmek degil. sanki yok olmak gibi, parcalanmak. sanki cenazemi kaldiramayacaklarmis veya aslinda en basindan beri hic var olmamisim gibi. korktum. korktum. olmekten, yasamaktan, devam etmekten, kendimden, pencerelerden, babamdan, annemden, kendimden. cok korktum, donup de icime saklanmak istedim ama icim pismanlik dolu. ellerimle iteledim, bir yer acmaya calistim korkularima, nefes almak icin. dunyada o an oldugum nokta uzerini kabullenmek istedim. korkmamak, paniklememek, atak gecirmemek. tavsanim geri donsun istedim. ama kendimi hic affetmedim.
dokuz yasindaydim ve bir tavsan almistim. babamin hicbir zaman ikna olmayacagini, annemin ise ortama uyum saglayacagini bile bile bir tavsan almistim. ben o dokuz yasimda, hayatimin ilk panik atagini iste boyle yasadim.
5.2.14
Subscribe to:
Comments (Atom)