30.12.13

di•la•ra

yillar once benim yaptigim seyleri yapiyor simdi kardesim: mezuniyet hazirligi, yillik yazilari toparlamak, hatta benim calistigim masaya kapanip ders calismak, gelecek sene bu zaman yeni yila nerede girecegini merak etmek ama bilememek..

biliyorum, boyu birkac yildir benden cok daha uzundu zaten. bu fiziki sartlara bakarak aslinda coktan buyudugunu kabullenmem gerekiyor ancak isin icindeyseniz hic oyle kolay olmuyor. gozun gordugunu, kalp kabullenemiyor. kardesin dogdugu gun onu elinize aldiginizda, henuz kucuk bir mahlukat idi kendisi. insan elbette o an fark edemiyor. ama bu kucuk mahlukat, ebat olarak ne kadar buyurse buyusun, icinize ta o andan siziyor ve yerlesiyor. kardes sevgisi boyle bir sey.

belki zamanla ergenlik yillarinizda "off, dayanamiyorum sana! girme odama!" diye puskurttugunuz insan oluveriyor. ergenlik sirasi ona gectigindeyse, bu sefer sizin suratiniza kapi carpiliyor, kardesinizin hayatinin disinda birakiliyorsunuz. kendi kardesimle olan iliskimde, aslinda bu donemler cok uzun surmedi. pek birbirimizi kirmadik. ama hep birbirimizi tanidik. tanistik, yeniden ve yeniden. ben, kendim gibi bir kiz cucugu olmasini beklerken, o tam tersi cikti. ben kendime bile inanmazken, o hep bana inandi.

simdi o kiz cucugu, benim mezun oldugum liseden mezun oluyor. birkac ay icerisinde, gelecegini belirleyecek sinavlara hazirlaniyor. hayatlarimizin bir daha ayni sehirde, hatta ayni ulkede gecmemesi gibi gelecek olasiliklari dolaniyor etrafimizda. iste tam bu olasiliklari dusunurken insan cildiriyor. elinde degil: cocuklugun beraber gecmis, oyun arkadasi olmussun, annesi olmussun, dostu olmussun, ablasi olmussun..

ama olay aslinda baska sehirler/ulkelerde de degil. olay, o kucuk kiz kardesin yeni bir hayata baslamasi.
kandirilacak, aldatilacak, unutulacak, asik olacak, cok mutlu olacak, kahrolacak, kaybolacak, kendini bulacak..
ve buyuyecek.

anne babama karsi hayat boyu minnettar kalacagim bir sey varsa o da kesinlikle kardesim. henuz 5 yasindayken, elime verilen o kucuk mahlukat..
ona baktigimda gordugum tek sey, her seyiyle gurur duydugum bir kiz cocugu. kendimi onda asla goremiyorum, tamamen farkliyiz. ama tum bu farklara ragmen o "benim insanim".

29.12.13

butune bakmak.

butune bakmayi unutuyorum cogu an.

1.
kimse beni uyarmadi ama dustum. hem de en korlemesine olanindan. sorgusuz sualsiz. her zaman yerim orasiymiscasina. sanki evimi bulmusum da.. neyse.
dustukten sonrasi kolay olur sanirdim. ama olmadi tabi ki. orf, adet ve anneannelerimiz sagolsun, bu ulkede bazi ahlaki kurallari degistirmek cok zor. neyse, varsin olmasin. canin sagolsun anneanne!

2.
kimse beni uyarmadi ama inandim. ne de olsa su hayatta en ucuza bulunacak sey inancti. yerde, gokte, toprakta, benim icinse senin yuzunde. butunune bakmayi unuttugum o yuzde.
inandiktan sonrasi kolay olur sanirdim. sana inanirsam, geriye kalan hicbir sey beni tereddute dusuremez sandim. ama yine de kendimi yolun ortasina atmaya tereddut ediyorum cogu an. neyse, canin sagolsun senin de!

3.
kimse beni uyarmadi ama en azindan ben seni uyarayim.

11.12.13

i'm safer with me here and you there.

     her sey basta cok saglikli, gunes olabildigine parlak ve dislerimiz gorunuyor cunku yuzumuzde daimi bir gulumseme. cocuk parkindaki merry-go-round'da hizlica donuyoruz ve ruzgar sacimizi ucuruyor. hayat bizi ucuruyor. cunku hafifiz. o an her turlu tehlikeye acigiz ve basimiza da en kotu tehlike geliyor tabi ki: asik oluyoruz.
     biraz tanisiyoruz. birkac adim atiyoruz. ilerliyoruz, uyuyoruz, alisiyoruz, maruz kaliyoruz. evet, birbirimize ve birbirimizin gercekliklerine maruz kaliyoruz. eski defterler, fotograflar, anilar ve insanlar giriyor isin icine. eseledikce daha fazlasi cikiyor, bu hic bitmiyor. 
     sesler yukseliyor. gulusler azaliyor. gozler doluyor. eller havada ucusuyor, derdini anlatmaya calisiyor, bazen kendisine yaslanmis olan diger vucudu itiyor. ruyalar goruyor, olmek istiyor. merry-go-round artik daha yavas donuyor. ama insanin midesi bulaniyor. cunku her sey kokusmaya basliyor.
     yatagin diger tarafina yaklasiliyor. battaniyenin altinda aglaniyor. bir insana degil, duvara yaslanmak istiyor. kirilan tarafini duvara yaslayip, korkmamak istiyor. ama bazen hic durmuyor akli, ona oyunlar oynuyor. planlar yapilmak isteniyor. planlar yapilamadan vakit geciyor. heves geciyor. mevsim geciyor. kis basliyor. kis olduruyor. tehlikesiz hicbir yer kalmiyor. hic kimseye guvenilmiyor. bir daha biraraya gelinmiyor.




bir sarki var, tam da su karli kis gunlerine uygun. "you're safer with me here" cumlesiyle baslayip, sonunda "i'm safer with me here and you there" diyor. insan dayanamayip dusunuyor; "you're safer with me here"dan "i'm safer with me here and you there"e nasil geciliyor, arada ne oluyor? galiba biz bu surece "iliski" diyoruz.

9.12.13

earthing

hayatimi belli emir sozcukleri uzerinden geciriyorum. kimseden emir aldigim yok tabi, hep kendime yukleniyorum.

yaz / anlat / dinle / izle / oku / gor / git / arastir

buyuk bir yuk var uzerimde. hayret ki ne ailevi ne de duygusal, bu yuk tamamen elektriksel.
bunu fark edince tabi ki eski bir cocukluk aliskanligimi yaptim: ayakkabimi cikarip, topraga bastim.
kar yagip da yerleri ortmeden, toprakladim kendimi, icimde her ne varsa attim.

sus / konus / unut / anlat / gul / gec / agla / agla / gecer


2.12.13

woody allen beni gorse soyle derdi:

- An idea for a short story of she who is constantly creating these real, unnecessary, neurotic problems for herself. Because it keeps her from dealing with more unsolvable, terrifying problems about the universe.

1.12.13

  • çünkü "o" imgesi yıkılırsa sen de yıkılırsın. bunu somutlaştırmak ve bir ilişkiye başlamak bile bile öldürmek "o"nu.
    hiç aynı anda iki şey istediğin olmadı mı bir erkeğe bakınca?
  • ilki onu deliler gibi sevmek ve onunla hayatımın sonuna kadar yaşamak, dünyayı dolaşmak, uyumak ve diğer küçük mucizeler.
    ikincisi ise onu öldürmek ve onun tüm parçalarını bir şekilde kendine oyuncak yapmak ve pis bir şekilde haz almak.
  • -erdost