son zamanlarda cok fazla sey bana almanya'yi ozletiyor. almanya'nin tasi topragini degil. oradayken benligimi saran o guvende olma hissini. kendimi bulmuslugumu.
simdi yine gecenin ikisi ettim saati. yarin erkenden kalkmam, 4 saat boyunca profesorlerle beraber vizit yapmam, 46 yasindaki insanlarin bile kalp krizi gecirebildigini gormem, yillarin insan vucuduna nasil hoyrat davrandigini gormem, yine o maskeyi takip, oglen kantinde arkadaslarimla/donemdaslarimla sosyallesmem gerekecek.
leipzig'te tek basima yedigim hatta kimi zaman facetime sagolsun, alinin senlendirdigi yemekler, hic yok. bugun yemekhanede, bir yandan kitap okuyup bi yandan da yemek yerken, insanlar tarafindan yadirganisim rahatsiz ediciydi. bugun sirf yasima ve konumuma uygun bi sekilde, ogleyin kabuguma cekilip kitap okumaktansa, kantinde sosyallesmeyi tercih etmek. cok garipti. bir an durdum o masada ve insanlara baktim. hicbir bagimiz yok. ben ne yapiyorum burada. bir yandan da kendimi guvenli bolgede hissettim onlarla. ya da oglenin guzel gunesi uzerime vuruyordu o sirada, hepsi bunun yanilsamasi.
savasmaktan yoruldum. kendim olmaya calismak cok yorucu. bu ulkede. bu sartlarda. bu baglarla. bu bagliliklarla. bu kurallarla. bu yargilarla.
bu yuzden bugun oglen kendimi guvenli alanda hissettim. normaldim cunku. normale indirgenmistim.
keske su an almanya'da olsam. ya da fransa. ya da ispanya. ya da ermenistan. ya da iran.
kimse bilmese beni ve ben sadece yolda olsam.
saati yine iki etmis, birkac saatlik uyku hakkiyla sabahin korunde hastane yoluna dusecek birisi olmasam.
saatler ve gunler torbaya girmese.
yetisemiyorum cunku hicbir seye.
hicbir seye yetisemeyince de ayaklarim sallanmaya basliyor.
ve de bacaklarim.
yatagimda icinde bile,
guvende ve yolun sonunda hissedemeyen bacaklarim.
sizi durdurmak ne mumkun!
No comments:
Post a Comment