seni sevmeye yeltenirken sık sık kendime tekrarladığım söz şu: you're not a chance. you're a person.
panikliyorum ve gideceğin günü tahayyül ediyorum çünkü hiçbir şey başlamadan evvel mutsuz olmak gibi bir huyum vardır.
gideceksin bir gün.
sevmeyeceksin.
yalanlar başlayacak.
a dur!
belki ben giderim?
bilinmez ki bu.
m. ile her şey bittiğinde anlamıştım: insanları zorla elinden tutup sizi sevmesi için zorlayamazsınız.
sizi sevmedikleri için suçlayamazsınız.
hatta gittikleri için de suçlanmaz kimse. çok saçma! yarın ölebiliriz bile. gitmek niye bu kadar büyütülsün?
sadece, giderken haber versin yeter.
akşama yemeğe gideriz diye sözleşmişken, bir öğlen vakti aylarca yemek yemene engel olacak kadar şiddetli bir yumruk atıp kalbine, pardon karnına, bırakıp gitmesin.
desin ki ben gidiyorum.
tamam derim.
sonra ellerimi dökerim yine rüzgara.
alıp taşır beni bir sonraki durağa.
No comments:
Post a Comment