ağzımdan çok fazla erkek ismi çıkıyor, biliyorum. kimileri diyor flörtözsün, yok ötekiler diyor kafa kızsın. ben onu bunu bilmem de en sevdiğim erkek ismi sensin. ben en çok seni ağzımda dolandırdım. tadını bile ezberledim adının. ortanca harfini söylerken dilimin dişime değmesini sevdim. sen konuşurken, bir anda incelen sesine alıştım. parmaklarının esnekliğine şaştım. ben yüzünün haritasını ezberledim.şimdi telefonda duyduğum ses, heycanla nasıl da aşık olduğunu anlatırken bana. bir anda ses kayboluyor ve ben seni düşünüyorum. el ele bir istiklal boyunca koştuğumuz o geceyi anımsıyorum. önümüze çıkan insanlara, ani manevralar sayesinde çarpmaktan kurtuluşumuz o geceye has değildi. hatırlarsan, bundan 2 sene önce bir istiklal'i boylu boyunca hızlı hızlı yürümüştük. bundan yarım saat önce ise bir kilise oturmuş, huzuru arıyorduk.
tek isteğimiz huzur. insan neyi arıyorsa, aslında o olmuştur diye duymuştum bir keresinde. senin yanındayken o kadar huzurluyum ki bu boynunun beyazlığından mı, bana sarıldığında yanında küçücük -ve küçük?- kalmamdan mı, yoksa senin ellerinin aslında evim olmasından mı, bilmiyorum.
ben sorular sormaya devam ettikçe, her şeyi etraflıca düşünmek için vakit istedikçe ve senin evine gitmedikçe zaman geçecek, ağzımdan türlü erkek isimleri geçecek. ellerimden, kolumdan ve boynumdan. ama ben en çok senin adını söylemiş olacağım. içimden.
No comments:
Post a Comment