bugun sabah tam evden cikacakken kapi onunde bir gurultu duydum. kapi deliginden baktigimda 85 yasindaki karsi komsumun yerde uzandigini, yanindaki kizi oldugunu tahmin ettigim kadinin panik halinde donup kaldigini gordum. nasil firladim evden bilmiyorum, oyle ayakkabi bile giymeden. dilara'yla eve tasidik kadini, kizina baktim zangir zangir titriyor. kolay degil herhalde insanin annesini bu halde gormesi. siz gecin iceri oturun, sakinlesin biraz, biz leman hanim'in yanindayiz dedim. kafasini carpmamis, kalp krizi gecirmemis, basi donmus. uzattik, ceketini cikarmasina yardim ettik, nabzina baktim, su getirdim ilacini icti.
ilk gordugumde oyle yerde atarken o kadar korktum ki. kalp krizi mi gecirdi, napalim, ne olacak simdi diye bilinmezliklerle bir de baktim disardayim.
birkac saat kaldik dilara'yla orda. kiziyla konustum uzun uzun. telefon numarami verdim. bir sey olursa mutlaka haber vermelerini soyledim.
eve girdik, dilara sarildi bana.
ben ise hoykurerek aglamak istedim.
hasta/muhtac/yasli/yalniz/zorda insanlara dayanamiyorum. hepsine gozum gibi bakasim geliyor, ellerinden tutmak, sarilmak, sarmalamak.. ama su an hicbir seyim ben. doktorum ama degilim. araftaki biriyim. oysa keske isimin ehli olabilsem, keske uzmanlasabilsem istedigim alanda, o kadar cok yapmak istedigim sey var ki.. yardim edilecek o kadar insan var ki..
ama gercekler nasil? hala onumdeki sinavi gecmem gerekiyor. doktorluk yapamiyorum. ev kizindan halliceyim. ve o kadar kiziyorum ki kendime bu sinav "oyunu"nu kurallarina gore oynayamadigim icin. cunku kimse de sana "canim sen iyi bir hekim olursun, ozverilisin, sefkatlisin" demiyor. bu caresizlik karsisinda hic bu kadar kizgin hissetmemistim. dangoz insanlarin doktorluk kontenjanlarini doldurmasindan biktim. hala one cikip, o dangozlari gececek kadar ders calisamamaktan biktim. ise yaramak istiyorum, cok mu?
No comments:
Post a Comment