1.12.15

25 yasindayim, kendi parami kazaniyorum, doktorum. ama hala icim oyle kucuk bir kiz cocugu var ki.. gecen gun bir aile dostumuzla konusurken, kadin birden "kardesinde de sezdim bunu, sende de var. annenler sizi cok guclu yetistirmisler, kendinize guveniniz tam" dedi. suratina kahkahalarla gulmek istedim. guclu? ben? kendine guveni tam? annemler sayesinde?
benim guclu olmaya dair tek motivasyonum, babama olan inadimdi. babam zayif oldugumu mu dusunuyor? o zaman olmayacagim! babam yapamayacagimi mi dusunuyor? bal gibi de yapacagim! babam pes etmemi mi bekliyor? asla pes etmeyecegim. babam intihar etmemi mi bekliyor? inadina yasayacagim!
sonra tam da boyle dusunurken o igrenc vicdan konusmaya basliyor: o eski baban degil artik, yaslandi, kabullendi, o da degisti.
yaslanmasi o kadar korkunc bir sey ki! benim kalbimi daha da yumusattigi, kafami ise daha da karmancorman yaptigi ve aramizdaki bu inat savasina bias kattigi icin..

canim babam, sen benim kafamda yikamadigim -ah bir turlu yikamadigim- kocaman bir duvarsin. arkamda durup bana destek olmak, sana sirtimi yaslamami saglamak yerine, bu duvar, bu kocaman ve kor atesten duvar benim onumde. ben onu gecmek istiyorum. ben onu itmek istiyorum. ben ona sarilmak istiyorum. ben onu seviyorum. ben ona kiziyorum. ben onu yikmak istiyorum. ve bunlarin hepsini hissetmek gercekten yorucu. gogsumun ustune oturan kocaman bir fil var gibi.. ve ben nefes alabilmek istiyorum.

No comments:

Post a Comment