o sacma binalari, binalardan da sacma hocalari, paha bicilemez sohbetleri ve o guzel arkadaslarimi.. ozledim. nerede simdi o hayaller? peki ya o arkadaslar?
-o guzel insanlar o guzel atlara binip gittiler
hayir, gitmediler. sorun da bu, sikisip kaldilar. zamanin ruhunu unutmak pahasina akiskanlastilar zamanla beraber. her an boguluyorlar. her an oluyorlar.
yine su soruna geldim: eskiden kendi gelecegimi hic boyle tahmin etmiyordum. o yuzden su anda o kadar dayak yemis gibi geliyor ki olan biten, yapabilecegim tek sey cocuksu memnuniyetsizligim ile hayata bela cikarmak. hayatin umrunda mi peki? obviously not.
tum o guzel insanlari kollarindan tutup sarsmak istiyorum. neredeyiz, bir bakin demek. son zamanda herkesi ozler oldum ve kimse yakinda degil gibi. gecmisi, gelecegi hatta simdiyi bile ozluyorum. gozlerine bakarken insanlarin, onlari ozlemeye basliyorum. cok sey kaybettim cunku. her seyin bu kadar kirik bu kadar eksik bu kadar beyaz olmasinin sebebi bu.
kendimi sevemiyorum. kendimi sevemezsem, o adam beni nasil sevsin? kendimle barisamiyorum. ben her seyi cok ozluyorum. inanilmaz bir ozlem. kardesime, anneme, cocukluguma, yasliligima, lise arkadaslarima, henuz dogurmadigim cocuklarima, su anda yasadigim sehre ve hatta olumume karsi bile bir ozlem var.
uyandirmam lazim kendimi.
oldurmemem lazim kendimi.
ruyalarim, hic huzurlu degil, hep bir olumden kacis. oysa, kacma, dur, yok durma, daha degil, simdi asla, ve bir daha, daima, memnuniyetsiz olmak..
No comments:
Post a Comment