sanirim kendime dair sundan pisman oldum: keske eski sevgililerim hakkinda iyi konusan birisi olsaydim. bana yapilanlar ne kadar kotu olsa bile..
ani ve fevri davranislarimla insanlari subjektif bir sekilde harcayabiliyorum.
oysa insanlar cok daha kiymetli.
keske sabirli olabilsem.
zamana izin verebilsem.
zamanin gecmesine.
yavas degil ama sakinlikle.
tum basamaklara adimlarim degmis sekilde:
dusmek. kalkmak. gulmek. aglamak. basarmak. fail etmek. guvenmek. hep tereddut etmek. gitmek. gelmek. kahrolmak. kahretmek. cocuk olmak. cocuk dogurmak. buyumek. yaslanmak. aramak. bulamamak. kavusmak. ayrilmak. unutmak. ama hep hatirlamak. ne yazik ki hatirlamak. ve neyi unuttugunu bile hatirlamak..
çok yorucu, evet, ama biz hiçbir şeyi unutmuyoruz. ve fakat bazı şeyleri hatırlamak istemiyoruz. bu da zamanla oluyor. o geçen zaman içinde, olan biteni çoğu zaman öfkeyle, sıklıkla üzüntüyle ve kimi zaman dudağımızın kenarındaki kıvrımla sürekli ama sürekli, kendimize hatırlıyoruz. ta ki derin bir nefes alana kadar. ne zaman ki o kemik ciğerlerimize batmıyor, o yumru boğazımıza takılmıyor. işte o zaman, unutmadıklarımızla barışabiliyoruz.
ReplyDelete