13.8.12

hayat bayat aka incarnation

kendimi şu isim ve soyadla, şu tc kimlik numarasıyla, şu ülkede, hatta şu dünyada yaşıyor olmanın çok daha ötesinde bir "varlık" olarak algılayabildiğimden beri hayata karşı olan adaptasyonum ta derinden sarsıldı. evet, bunu hissediyorum, kökümden kopup da uzaklara uçan ruhum, bir kere o bedenden çıktı ve çıkabildiğini gördü, en kötüsü de ötesini gördü ya, artık bedenine dönemez.

hakikaten bu benim 7. yaşantımsa.. bi saniye nasıl olur da 7. yaşantımda hala hayatı çözememiş olurum?! mal mıyım?
bu benim 7. yaşantımsa, ki olabilir, bazen kendi [ne kadar kendi diyebilirim bilmiyorum, dide'nin] yaşantısına ait olmayan parçalar görüyorum. beliriveriyor gözümde. birden onların içine giriyorum. daha yaşamadan hiçbir şeyi, bu kadar olgun oluşumdan belliydi zaten. hayatımda ilk defa bu vakte dek bana öğretilen dini şeylerden uzaklaşabildiğimi görüyorum. tamamen uzaklaşmak olmasa da yarım kalmış/başaramamış ruhum, bu dünyaya geri dönmüş olabilir. bunu haklı buluyorum. bu yaşından büyük olgunluğu ve görmüş geçirmiş gibi tavrı da hatta buna bağlamak istiyorum. [lisedeyken, çocukken, her zaman, sana yaşından olgun olduğunu söylemediler mi? e yaşamaktan bıkmış bir olgunluk belki bu?!]

bu ali'nin 2. yaşantısıysa, yine bunu da anlarım. insanlara olan sabrından anlarım. hala iyilik diye bir şeye inanmasından anlarım. buna da şaşmam. ve enise'nin de 7. yaşantısını yaşamasına da şaşırmam. belki bu yüzden yakın hissediyoruzdur.

çünkü ben bu bedenle sınırlı değilim. buraya ait olamadığımı düşünüyordum, ben 4 yaşındayken bile hiçbir yere sığamıyordum. ama sorunu buldum: ben dayanamıyorum. yaşamaya. artık, 7.sinde bunu başarmak ve bir daha bu dünyaya dönmek istemiyorum.

bu yüzden, bildiğim tüm dinler, bildiğim tüm hikayeler, bildiğim tüm hayatlar, bildiğim tüm bedenler, bildiğim tüm yalanlar.. hepsi ama hepsi çok anlamsız şu anda. ne baki peki? ben bu değilim. ben daha büyük bir şeyin parçasıyım. şu beden, şu yüz, şu hayat. geçici. ama kendine ziyan etme. pendik'te yaşamak dert mi? sanmıyorum. insan her şeye alışıyor. bedenin buna da alışacak. sen ise, ruhum, sen her şeyin üstesinden geleceksin. ben sana güzel bir hayat ve sonunda bir daha bu dünyaya dönmeksizin tamamlanmış bir yolculuk diliyorum gelecek günlerden.

bu geçiciliği fark edince her şey o kadar saçma ki. tıp okumam falan. mesela kendimi çocuk doğurmak zorunda gibi de hissetmiyorum. bunu yaşamasam bir şey kaybetmezmişim gibi. dünya zaten kalabalık. değil mi?

anneme, suratına, bunları söylemek istiyorum.
annemsin çünkü bu hayatı yaşıyorum. bu hayatta varolduğum için, diye.
heyhat! bunun farkında olmak nasıl bir şey! nasıl bir ferahlık!

kendine not: bundan sonra hayatı, adeta tüm konuları anlayıp, tekrarlarını da tamamladığın ve artık sınava dek strese girmeden zevkle notlarını gözden geçirdiğin zamanlar gibi gör.
hayatı, strese, aceleye gelmeden yaşa.
sen yıllardır, özellikle istanbul'a geldiğinde beri, her şeyi kaçırıyormuşsun hissinde, ne kadar hızla atlıyordun.
ama bassın ayağın bir yere.
bastın mı?
şimdi dur ve an'ı hisset.

stres yapma, heyecan yapma, bir şeyi kaçırdığın falan yok, zira bu hayat zaten bayat.

No comments:

Post a Comment