2.1.12

bugun vapurda giderken sunu dusundum: hangisi daha kapsayan? affetmek mi, unutmak mi?
bir seyi unutunca onu affetmis sayiliyor muyuz? yoksa affetsek de unutamamamiz mi daha dogal?
it depends on the people.

benim üzerimizdeki lanet her seyi hatirlamak. unutabilirim o siralar neler hissettigimi, neden guldugumu. ama anlari asla unutamam. 13 yasimin bir öğleni ve 19 yasimin bir aksami. bunlarin ikisi ayni uzaklikta.
affetmek konusunda da erdemli oldugumu soylenemem. bir olayin tazeligi surerken affedemem. cok seyi affederim. cok kusur icin ozur bulurum. ama bir sınır var. isler onu gectigi an artik geri donusu yoktur. sen olebilirsin. artik zerre onemin yoktur.

affetmek, soyle oluyor sanirim, buyuklerimin anlattiklarindan anladigim kadariyla: bir seye verdigin onemi azaltiyorsun. 
onem azalinca icinde o olaya dair olan agirlik hafifliyor. an geliyor ki o agirlik ucup gidiyor. sen onu affediyorsun. bu diger affetmelerden farkli. sinene cekmiyorsun bunu. tartisiyor kiziyor ve bagiriyorsun. an geliyor hepsi yok oluyor ve yuzunde mustehzi bir gulumseme kaliyor. onu anliyorsun. bir insan olarak seni sevmemis olan babani anliyorsun. herkes sevebilmek zorunda degil. seninle iliskisinin adini koymayan ve ozgur takilan erkegin, evlilik haberini duymayi kaldirabiliyorsun. o her zaman evlilik dusunuyordu ama sen hic oyle bir secenek olmadin onun icin. beraber yasamak uzere ev baktiginiz gunlerde, seni birden hayatindan cikaran, aramayip sormayarak iliskiyi bitiren eski sevgilini anliyorsun.
“forgiven perhaps, forgotten never” diyen astro chart’im bir yana,  ”just because you’ve forgotten, doesn’t mean you’re forgiven“ diyen arcade fire sarkisi bir yana.. ben ellerimi aciyorum ve derin bir nefes alıyorum. bir tek sunları biliyorum:

herkes affedilmeyi hak etmez ve
unutmak, birisine yapacaginiz en kotu seydir.

No comments:

Post a Comment