o'na dokunmak için sadece birkaç yıl bekledim. sonra üzerimizi uyku örtecekti.
elimin 1 cm gerideki hali güvenli sınır. 1 cm ötedeki o'nun saldırgan ve hırpalayıcı olduğundan şüphem yok. kendimi daha fazla yormak ve insanları "kaçırmak" istemiyorum. ben aslında beklemiyorum. i'm just taking life as it comes. bu yüzden ona uzanmıyorum. (07.03.2011)
o'nunla aramızdaki o güvenli duvardan bahsetmiştim değil mi? siktiret. çünkü ben o duvarı gördüm. duvara çarptım. elimi kaldırdığım an o'na dokunabilirdim. ama buna gerek yoktu. sarılabileceğim kadar yakındı ilk defa. ve ben sarılamadım. o sarılamadı. sarılmadı. onlar konuştu. ben boğuldum. boğdum. bana bakmıyordu bile. gözlerime bakmıyordu.
oysa ben o'nu özledim. yapamadıklarımı özledim. bu yüzden o'nun yastığında uyuyacağım. yani aramızdaki duvarı alıp, başımın altına koyacağım.
neden duruyor?
beni kendine mi saklıyor?
hah.
konuşmadığımız o kadar çok şey kaldı ki. odamın ferahlığından tut, ailesine, o filmi neden o kadar sevdiğine, filmde çocuğun odasına düşen motorun nerden geldiğine kadar.
ben dün niye sustum?
dönüp de sana, sen o hoş gülümsemeni bu filmden öğrenmişsin, demedim?
yine biriktirdim.
azalan hiçbir şey yok içimden ve ben yine de dolduruyorum. (21.05.2011)
No comments:
Post a Comment