3.12.19

anksiyete: eski dusmanim tankla gelmis.

gelecek, simdi, gecmis, umut, korku, endise, pismanlik.. hepsi birbirine girdi bu anne evinde. annem hasta, tedavisinin 2. ayinda. ben calisiyorum, is yerinde 5. ayimdayim. 30 yasima bir yildan az kaldi. herhalde evlenip coluk cocuga karismis olurum diye ongordugum 2020 yilina ise 1 aydan az sure.

eski dostum anksiyete beni anne kucaginda yakaladi yine. annemin bu hastaligi bana ebeveynlerimin artik yaslanmis olduklarini kanitladi. once beyaz saclari ve alninda derinlesen kirisikliklar cikmisti, simdi de hastaliklar.. olume hic hazir degilim, o yuzden onu yoksayalim, lutfen! peki ben? ben de yaslandim, sacimda beyazlar, alnimda kirisikliklar, gittikce babama benzeyen uyku duzenim, oysa ben gittikce anneme benzemek isterdim: ic huzuruyla sakince duran..
hala kocaman bir bebek gibi agliyor ve sizlaniyorum. korkuyorum, delilercesine. gecenin bir yarisi uykum kaciyor ve atlar kosturuyor kafamda: ya anneme bir sey olursa, ya da babama.. kac izin gunum kaldi, atlar ilk ucaga gidebilir miyim yanlarina, kenarda kosede yeterli param var mi, isi birakir miyim acaba.. onlari alip bir fanusa koymak istiyorum. geceleri yatakta anne babamin sevgisinden gozlerim doluyor, bu sevgi beni korkutuyor, onlari kaybetmek ya da onlara bir sey olacak korkusu beni mahvediyor.
isimi sevmiyorum. isimi seviyorum sanmistim ama ben calismayi sevmiyorum. ya da en azindan simdilik.. insanlari seviyorum ama dile hala yeterince hakim goremiyorum. her sey gozumde 10 bin kat daha buyuyor. oysa durup bir gelsene kendine, salak misin, niye eziyorsun ki kendini: daha birkac sene once ogrendigin bir dilde, yabanci bir sehirde, psikiyatrist olarak calisiyorsun. olay her zaman konusabilmek degil, bir dokunus bir bakisla da anlatiyorsun. bunca hasta sana minnet duymadi mi? neden bunu goremiyorsun?
goremiyorum iste. anne babamin sagligi icin endiselenmenin sacmaligini goremedigim gibi.
annem diyor ki: inancli ol.
onu becerebilsem zaten ic huzurum olurdu. olay onu sorgulamaya basladigim anda, uzgunum, cok gec.
30 yasina geldim ya. kocaman oldum. ama hala bir cocuk gibi korkagim. niye? ne faydasi var ki? al iste, hasta bir kadini endiselendirdim, babama karsi sabirsizca sesimi yukselttim. peki niye? zaten birkac gun sonra binlerce km oteye gidecek olan da sen degil misin? sensin.
eski dusmanim endise tekrar sahnede. sana teslim olmak istemiyorum. kah uykusuzluk, kah sabirsizlik, kah mutsuzluk, kah kararsizlik, kah olumsuzluk, kah icki, kah ilaclar, kah sigara olarak karsima cikiyorsun. bunlarin hepsi seni yoksaymak icin. hepsi en nihayetinde "uyuyabilmek" icin.

ben bu sefer uyanmak istiyorum ama.
bu korkunc aliskanliktan, bu korkunc dusmandan kurtulmak degil.
kurtulamayacagimi biliyorum cunku. o, orada, her zaman, pusuda.
onu selamlamak istiyorum. icimdeki karin agrisina yol acmasina izin vermeksizin, onu yutup sonra sindirmek istiyorum. sonra da atmak.. kabul etmek ve gitmesine izin vermek.
tipki hayatin bana getirdigi diger her sey gibi..

sukretmek istiyorum. unuttugum tum guzellikleri, icimdeki tum yaraticiligi, gozlerimdeki isiltiyi tekrar bulmak istiyorum.
bunu o kadar uzun zamandir yapmiyorum ki nereden baslarim bilmiyorum.
tekrar kitap okumaya basladim, belki ic sesimi, ic cumlelerimi bulurum diye..

kendimi sevmek istiyorum. kendime kizmamak, kendimi kizdirmamak, keyfimi ve keyfini kacirmamak, bir kere de bok etmemek istiyorum.
bunu yillardir istiyorum ama bir turlu basaramiyorum.
seni severken, kendimi de severim sanmistim, yanilmisim.

derince nefes almak istiyorum
ic huzurumu bulmak istiyorum
kok salmak, kokumu guclendirmek istiyorum
tutunmak istiyorum
hayata
unutmak istiyorum
endiselerimi