12.5.18


+ lady bird..  is that your given name?
- yeah, i gave it to myself. it's given to me by me.

bugun uzun ertelemelerim sonucunda nihayet lady bird'u izledim. istanbul'a indigimden beri hava cok kapali ve yagisliydi. uzun zamandan beri ilk kez o guzel gunes kendini gosterdi. baharda oldugumuzu hatirlatti. koltuga kuruldum ve izlemeye basladim. kapattigimda topuklarimi kicima vurdurarak kosup gidip annemle babama sarilmak istedim.

cok zor bir ergenlik gecirdim. bunu gecirirken de fark ediyordum ama tum bu zorluk bir tek benim icin var saniyordum. halbuse yillar gectikce bu zorlugun karsilikli oldugunu anliyorum. annemle babam da o yillarda "benim gibi" bir evlatla ne yapacaklarini bilememislerdi. bilememek. bu kadar naif aslinda. ellerinden geleni yapmislardi. ama onlar icin de yeni olan seyler vardi: bir kere ilk kez ebeveyn olmuslardi. hayatlarinda ilk kez 16 yasinda kiz cocuklari vardi. bu kiz inatti, orta yolu bulmazdi, istedigini yapmak isterdi. adana'ya sigmazdi, buyuk hayalleri vardi. solculukla, feminizmle alakali kitaplar okur, istanbul'da muzik festivallerine gitmek isterdi. adana'da olmayi unutturmanin yolu olarak interneti bulmustu ve yasindan buyuk insanlarla arkadasliklar ediyordu. siyasi seylere bulasacagim diye korkan annemin, cokesliligi savunan kitaplari okudugumu gorunce endiselenen babamin suratini unutamam. ve bu surecte onlarla arama nasil bir duvar ordugumu de. caliskan ve basarili evlat goruntusunun arkasindaki ikili yasantimi, universitede de surdurmustum. geriye donup bakinca bana karsi sabirli bile davranmislar diyorum. saclarim masmaviyken beni koyde bayramlasmaya goturduklerinde eminim hayatlarinda hic boyle bir an'i hayal bile etmemislerdi. ya da kendini bilmez ahbaplarinin benim hakkinda bir sey soylemesine asla izin vermezlerdi. beni oyle ya da boyle kabul etmislerdi. bunca yil "beni neden gormuyorsunuz? kabul etmiyorsunuz?" desem de asil kabullenmeyen tarafin ben oldugumu cok gec anladim. ben onlari kabullenemiyordum. ben kendime cok farkli bir aile hayal etmistim. ama elimde boyle bir aile vardi. ben lady diana'nin kizi degildim. ben kadirlili birisiydim. anne ve babami kabullenmem, gec oldu ama beni cok ferahlatti. ve bunun ustune cevremdeki diger aileleri de gorup degerlendirince, ne kadar buyuk bir lutuf olduklarini daha da iyi anladim. birkac hafta once almanya'da hasta, caresiz ve mutsuz bir sekilde sokaklarda aglarken telefonun diger ucunda onlar vardi. benimle beraber uzulup, benimle beraber heyecanlanip, benimle beraber sevindiler. eskiden olsa mutluluklarimi arkadaslarimla paylasirdim. oysa su anda anneme kosmak, babama sarilmak, hep beraber bunlari kutlamak istiyorum.

gercek ailem ve sectigim ailemle beraber huzurlu, mutlu zamanlar gecirmek istiyorum. biliyorum onumde cok zorluklar var ama beni bu surecte en cok ayakta tutan sey stadtgarten'da tek basima dolasirken kurdugum hayal: insanlarimla beraber buralarda gezmek.

bir lady bird filminden nerelere geldim. olsun, insan iyi ki buyuyormus.