28.12.16
26.12.16
- nasilsin?
- sanki hayatim gozlerimin onunde paramparca oluyor, dagiliyor gibi hissediyorum. ve isin ilginci bunu sakinlikle izliyorum, icimden bu gidisata dur demek icin en ufak bir istek gelmiyor.
dev bir belirsizlik denizinin ortasindayim. olumunu basindan kabullenmis terminal donem hasta gibi, sonuma hicbir etkimin olmayacaginin farkindayim. cunku bu bana hayatimin en buyuk dersi oldu. yil 2016, yasim 25, ben ilk defa o kliseyi anladim: hayat, sen planlar yaparken basina gelenlerdir.
yillardir kendini ifade ettigin, senin sen olmana yol acmis hedeflerin bir anda imkansiza donusur. en beklemedigin anda birisi cikip gelir ve tekrardan evini bulmus olursun. asla ayni noktaya gelmeyecegini bekledigin annenle, yan yana durdugunuzu fark edersin. olur bunlar, hepsi olur. hayat bu ya, seni sasirtir iste.
benim guzel planlarim vardi: kendimi kurtaracagim, insanlari kurtaracagim, hayati anlamlandiracagim, kisaca guzel seyler yapacagim bir hayatim olacakti. md olmam yetmeyecek, bir yandan da phd yapacaktim. paperlar yayinlayacak, su an ozenerek baktigim bol citationli hocalarim gibi sci'larim olacakti. bilim, benim merak duygumu doyurabilecegim yegane yol ve yurtdisina cikis kapimi aralik tutacak, su hayatta kalici bir yer edinmemi saglayacak seydi. yitirdigime inandigim edebi yonumu, bu sekilde canli tutacaktim. bir roman yayinlayamasam da makale yayinlayacaktim. ne naif bir dusunce!
her seyden once, bu guzel planlarimdan cok once bir dide vardi. dokundugu seyleri guzellestiren, gordugu seylerde guzel detaylari bulan, guzele ve guzellige inanan.. o dide okuyordu, o dide merak ediyordu, o dide fotograf cekiyordu, o dide siir yaziyordu, o dide tanimadigi insanlarin hayatlarini dinliyordu, o dide vardi ve ben onu cok ozluyorum. o dide'nin yerine hangi noktada biliminsani, doktor, dolu dizgin kendini kariyerine adayacak dide'yi koydum bilmiyorum ama galiba bundan artik sikildim. cunku belli ki o dide kendisini kariyerine adiyor, bu yolda kendisine gereginden fazla yukleniyor ama o kariyer donup de dide'ye gelmiyor. planlar islemiyor.
o zaman
change of plans.
dunyaya bir kere geldigim gercegini nasil da gozardi edercesine yasadim son yillarimi.
hepsi beni bir noktaya getirdi eyvallah.
ama artik daha fazlasini istemiyorum.
hirs, kizginlik, ofke, stres, beklenti, sucluluk..
mutlu olmak istiyorum. huzurlu olmak istiyorum.
kendime dair neyin yetersizlik hissine kapiliyorsam, onu artik kapi disari etmek istiyorum.
cunku yetersiz degilim. yetersiz olan tek sey zaman. icimde tasidigim tum agir duygular da bu yetersiz zamanin yaninda oyle anlamsizlasiyor ki.. beni oyle dibe cekiyor ki..
yeni yil hedeflerim:
- isin hayatta kendini ifade etmenin tek yolu degil.
- sen dide olarak, cok daha fazla sey yapabilirsin. kendini kisitlama.
- secimlerinle barisik ol. cunku secimlerin seni sen yapan seyler.
- kendine inancini kaybettigini saniyorsun, oysa sadece durdugu yeri unuttun. kendini affet ve sev. ki baskalarinin seni sevmesine izin ver.
- ve hayatta hicbir sey kalici degil. en basta da sen. bu yuzden izin ver zamana ve hayata. su, yolunu bulsun, izin ver.
- sanki hayatim gozlerimin onunde paramparca oluyor, dagiliyor gibi hissediyorum. ve isin ilginci bunu sakinlikle izliyorum, icimden bu gidisata dur demek icin en ufak bir istek gelmiyor.
dev bir belirsizlik denizinin ortasindayim. olumunu basindan kabullenmis terminal donem hasta gibi, sonuma hicbir etkimin olmayacaginin farkindayim. cunku bu bana hayatimin en buyuk dersi oldu. yil 2016, yasim 25, ben ilk defa o kliseyi anladim: hayat, sen planlar yaparken basina gelenlerdir.
yillardir kendini ifade ettigin, senin sen olmana yol acmis hedeflerin bir anda imkansiza donusur. en beklemedigin anda birisi cikip gelir ve tekrardan evini bulmus olursun. asla ayni noktaya gelmeyecegini bekledigin annenle, yan yana durdugunuzu fark edersin. olur bunlar, hepsi olur. hayat bu ya, seni sasirtir iste.
benim guzel planlarim vardi: kendimi kurtaracagim, insanlari kurtaracagim, hayati anlamlandiracagim, kisaca guzel seyler yapacagim bir hayatim olacakti. md olmam yetmeyecek, bir yandan da phd yapacaktim. paperlar yayinlayacak, su an ozenerek baktigim bol citationli hocalarim gibi sci'larim olacakti. bilim, benim merak duygumu doyurabilecegim yegane yol ve yurtdisina cikis kapimi aralik tutacak, su hayatta kalici bir yer edinmemi saglayacak seydi. yitirdigime inandigim edebi yonumu, bu sekilde canli tutacaktim. bir roman yayinlayamasam da makale yayinlayacaktim. ne naif bir dusunce!
her seyden once, bu guzel planlarimdan cok once bir dide vardi. dokundugu seyleri guzellestiren, gordugu seylerde guzel detaylari bulan, guzele ve guzellige inanan.. o dide okuyordu, o dide merak ediyordu, o dide fotograf cekiyordu, o dide siir yaziyordu, o dide tanimadigi insanlarin hayatlarini dinliyordu, o dide vardi ve ben onu cok ozluyorum. o dide'nin yerine hangi noktada biliminsani, doktor, dolu dizgin kendini kariyerine adayacak dide'yi koydum bilmiyorum ama galiba bundan artik sikildim. cunku belli ki o dide kendisini kariyerine adiyor, bu yolda kendisine gereginden fazla yukleniyor ama o kariyer donup de dide'ye gelmiyor. planlar islemiyor.
o zaman
change of plans.
dunyaya bir kere geldigim gercegini nasil da gozardi edercesine yasadim son yillarimi.
hepsi beni bir noktaya getirdi eyvallah.
ama artik daha fazlasini istemiyorum.
hirs, kizginlik, ofke, stres, beklenti, sucluluk..
mutlu olmak istiyorum. huzurlu olmak istiyorum.
kendime dair neyin yetersizlik hissine kapiliyorsam, onu artik kapi disari etmek istiyorum.
cunku yetersiz degilim. yetersiz olan tek sey zaman. icimde tasidigim tum agir duygular da bu yetersiz zamanin yaninda oyle anlamsizlasiyor ki.. beni oyle dibe cekiyor ki..
yeni yil hedeflerim:
- isin hayatta kendini ifade etmenin tek yolu degil.
- sen dide olarak, cok daha fazla sey yapabilirsin. kendini kisitlama.
- secimlerinle barisik ol. cunku secimlerin seni sen yapan seyler.
- kendine inancini kaybettigini saniyorsun, oysa sadece durdugu yeri unuttun. kendini affet ve sev. ki baskalarinin seni sevmesine izin ver.
- ve hayatta hicbir sey kalici degil. en basta da sen. bu yuzden izin ver zamana ve hayata. su, yolunu bulsun, izin ver.
17.12.16
16.12.16
12.12.16
5.12.16
asik olmak nasil bir seydi, bilemedigimden su anda nasil bir durumdayim cozemiyorum.
onun gozlerindeki cocugu gormek, guldugunde dudaklarindan tasan nesesine sahit olmak, heyecanliyken ellerimi tutarak o heyecanini paylasmasi, mutemadiyen karisik kafasiyla "bilmiyorum" demesi, her seyden kacmak istercesine kafasini kollarima gommesi, kollarimdaki izleri, her sey, bir butun olarak guzel hissettiriyor.
buna ragmen yetmiyor.
onun gozlerindeki cocugu gormek, guldugunde dudaklarindan tasan nesesine sahit olmak, heyecanliyken ellerimi tutarak o heyecanini paylasmasi, mutemadiyen karisik kafasiyla "bilmiyorum" demesi, her seyden kacmak istercesine kafasini kollarima gommesi, kollarimdaki izleri, her sey, bir butun olarak guzel hissettiriyor.
buna ragmen yetmiyor.
1.12.16
iyi bir insan.
su dunyada bana "sen iyi bir insansin" diyecek en gecerli insan kesinlikle anne-babam degil. en yakin dostum bile degil belki. ben bu lafi eski sevgilimden duydum. hayatimdaki en korkunc terk edilme hikayemin yazari, eski sevgililerimden bir tanesi, bir gun bana bunu soyledi. ve ben bu sozun gercekligine inanmaya basladim.
son yillarda -ozellikte intornluk sonrasinda- hayatla olan iliskim daha ciddi ve aydinlik olmaya basladi. eskiden "buyuyunce ne olmak istiyorsun?" diyenlere, "insanlari rahatsiz etmek istiyorum" diyen ben, yerini "insanlara dokunmak, hayati guzellestirmek" isteyen birisine birakti.
sikayetci degilim. zaten bu kadar negatif veya ofke dolu bir insan olmadigimi icten ice biliyordum ama sanirim o kadar suffer ediyordum ki cevremdekiler basta olmak uzere, insanligin da bu sureci yasamasini istiyordum. varolusuma katamadigim anlami, insanlari rahatsiz ederek kazanmaya calisiyordum. bir sey, seni rahatsiz ediyorsa dikkat ceker, oteki turlu yok olup gitmeye mahkumdur gibi bir kafa bu. kendisine yuklenip duran.
simdi anliyorum ki yaptiklarim, yapiyor olduklarim ve yapmak istediklerim iyi bir insan olma amaci tasiyor.
kimseye yalan soylemiyorum, kimseyi kandirmiyorum, aptal yerine koymuyorum, bilerek kimseye kotuluk yapmiyorum.
bunlari yapan o kadar cok insan var ki. ustelik cok da yakinimdalar, belki sevgilim oldular, belki de arkadasim. ama varlar, coklar.
"iyi bir insanim" aydinlanmasindan sonraki surec uzucu yalniz.
madem o kadar iyi bir insansin, niye kimse kiymetini bilmiyor? niye yalnizsin? yapayalniz olecekmissin gibi bir his, seni hic birakmiyor? niye seni sevmesini istedigin adam seni sevmiyor?
insanlar, iyiligi takdir ediyor ama iyiligi tercih etmiyor.
bu kadar basit aslinda. bu iyilik, onlara ne kadar eksik olduklarini, yanlis yaptiklarini kanitliyor ve insani bilirsiniz, yuzlesme konusunda, cok basarisiz oluyor.
bu yuzden sik sik tekrarla kendine
ne kadar yalnizsan, o kadar dogrusun aslinda
sen iyi bir insansin.
ve iyi bir insan olmak istiyorsun.
son yillarda -ozellikte intornluk sonrasinda- hayatla olan iliskim daha ciddi ve aydinlik olmaya basladi. eskiden "buyuyunce ne olmak istiyorsun?" diyenlere, "insanlari rahatsiz etmek istiyorum" diyen ben, yerini "insanlara dokunmak, hayati guzellestirmek" isteyen birisine birakti.
sikayetci degilim. zaten bu kadar negatif veya ofke dolu bir insan olmadigimi icten ice biliyordum ama sanirim o kadar suffer ediyordum ki cevremdekiler basta olmak uzere, insanligin da bu sureci yasamasini istiyordum. varolusuma katamadigim anlami, insanlari rahatsiz ederek kazanmaya calisiyordum. bir sey, seni rahatsiz ediyorsa dikkat ceker, oteki turlu yok olup gitmeye mahkumdur gibi bir kafa bu. kendisine yuklenip duran.
simdi anliyorum ki yaptiklarim, yapiyor olduklarim ve yapmak istediklerim iyi bir insan olma amaci tasiyor.
kimseye yalan soylemiyorum, kimseyi kandirmiyorum, aptal yerine koymuyorum, bilerek kimseye kotuluk yapmiyorum.
bunlari yapan o kadar cok insan var ki. ustelik cok da yakinimdalar, belki sevgilim oldular, belki de arkadasim. ama varlar, coklar.
"iyi bir insanim" aydinlanmasindan sonraki surec uzucu yalniz.
madem o kadar iyi bir insansin, niye kimse kiymetini bilmiyor? niye yalnizsin? yapayalniz olecekmissin gibi bir his, seni hic birakmiyor? niye seni sevmesini istedigin adam seni sevmiyor?
insanlar, iyiligi takdir ediyor ama iyiligi tercih etmiyor.
bu kadar basit aslinda. bu iyilik, onlara ne kadar eksik olduklarini, yanlis yaptiklarini kanitliyor ve insani bilirsiniz, yuzlesme konusunda, cok basarisiz oluyor.
bu yuzden sik sik tekrarla kendine
ne kadar yalnizsan, o kadar dogrusun aslinda
sen iyi bir insansin.
ve iyi bir insan olmak istiyorsun.
Subscribe to:
Comments (Atom)