13.2.15

gitmek gitmek gitmek istiyorum.
biliyorum ki insan kendi firsatlarini kendisi yaratir. ah ama o kadar cok gitmek istiyordum ki firsat yaratmayi yaklasik 1.5 sene once biraktim. kendimi bir sinava bagladim ve o agir sinavla suya atladim. simdi cikamiyorum. gidemiyorum. gitmem buna bagli. niye boyle dusunuyorsam! bir anda aileme iki aci gercegi carpmak, onlara kaldirabileceklerinden fazlasini vermek olacakti. yabancilar bu konuda guzel bir soz de soylemisler: you have a full plate!
hayatta yapmak istedigim seyi biliyorum evet. yapmak istemediklerimi de. ancak insan hicbir zaman olumsuz seylere odaklanmaz, hayatini "yapmak istemedikleri" uzerinden, "yasamak istemedigi sekilde olmasin" diye sekillendirmez. hep "yapmak istediklerine" gider akli. onlari hedefler. ancak yapmak istediklerin cok zordur. ne yazik ki artik devir sanayi devri oldugu icin insan bir makinedir ve ortacag'daki gibi kendini kalesine kapatip depresyona girecek luksu yoktur. her gun sabah 7.30'ta uyanip o ise gidilecek, o gorevler yapilacak, yoksa nasil para kazanasin, nasil topluma hayrin dokunsun?
su toplum ve hayir dokunma olayi da ayri bir cikmaz. kim dedi bizlere o kadar onemliyiz diye? kim dedi hayatimizin bir anlami var diye? sirf delirmemek icin boyle seylere inandiriyoruz kendimizi, biricik sanmaya ihtiyacimiz var diye surekli bir performans gostermeye zorluyoruz kendimizi. iyi bir insan, iyi bir evlat, iyi bir sevgili, iyi bir arkadas, iyi bir ebeveyn olmaya cabaliyoruz ama who cares? tam bu noktada aladag'dan serin babami anmazsam olmaz herhalde. hayatini hic kimsenin beklentilerini karsilamak adina zorlamamis, istedigi gibi yasamis bir insan. marjinal kesinlikle degil, ama rahat. ve ben, nam-i diger annemin kizi, surekli basarmasi gerektigine inanmis, cunku tum ailenin bakislari uzerindeyken kucuk kentten buyuk sehre okumaya gonderilmis ve basarmaliymis yani anlatabiliyor muyum? calismis, her seye calismis, hayatini calismakla gecirmis, yorulmus ama hep o takdiri almaya cabalamis.
eskiden annemin yolu babamdan daha erdemli gelirdi. bazi acilardan hala oyle ancak bir insanin baskalarinin onayini alma ihtiyaci duymadan bir hayat yasamasi herhalde buyuk bir ozgurluk olsa gerek. babam bunu basarmis.
ben basaramam cunku ben annemin kiziyim. benim onumde uzmanliklar, doktoralar, docentlik mucadelesi, kongreler, yayinlar olmali. tam su cumleleri yazarken aslinda ne kadar sacma seyleri hedefledigimi fark ediyorum. ben, bir kagit parcasi ya da akademik derece degilim ki. ben bunlarin otesinde, baskalarinin hayatina dokunabildigim, hayati algilayabildigim ve bir sekilde yarattigim surece benim.
derken aklima profesor hocalarim geliyor ve why not both diyorum. cunku ben maymun istahliyim. cunku icimde kalmasindan cok korkuyorum. pisman olmaktan..
iste bu yuzden daha da gitmek gitmek gitmek istiyorum. cunku gitmek, hangi sifatla gittigine bagli olmaksizin bir basari. ve gidip geri donen, gitmekten basli basina korkan tum insanlarin aksine ben gittigimde kendimi daha guvende hissettigimi biliyorum.

12.2.15

she already had this wide-eyed sense of wonder that she paired with topics that were challenging and sometimes painful.
and it always had a spiritual core.