24.3.14

i never knew there was someone, to make me come alive.




icinde bulundugumuz tum bu karanlik zamanlara ragmen, seni dusundugumde icimde bir ferahlik oluyor. ulaslarin neukolln'deki evlerindeki o pazar gununu animsiyorum, elimde degil: mutfakta calan stars albumu esligindeki kahvaltimiz..



17.3.14

asli serin


tam kestiremediğim bir nedenden ölüyorum

saçlarımı tararken düşündüm
uzamışlar

bunu içinde ateş geçmeyen bir dizeyle
anlatabilmem mümkün değil
sen öyle uzun bakarken… mümkün değil
içimizden biri konuşmaya başladığında
birikmiş şeyleri bozdurma çabası
-görülmeye değer çabası-
çürümeye karşı etkili bir yöntem olmayabilir
bunu avrupa birliği maceralarımızla da anlatabilirdim
ama seni son öptüğümde
sanata ve sanatçıya saygımı yitirdim
hayli kolay oldu
şehirli olmak böyle bir şey olmalı

sokaklar uzuyor sen uzuyorsun
kapanması kapının uzuyor
güneş ve yaz, yazdıkça uzuyor
ben sana çok fena kesiğim
unutacaklarımı seçebilseydim kesiklerimden başlardım
ruhum olduğuna inanmak istiyorum
oldukça sakinim

bak uzun acıyor daha uzun en uzun
uzun da ölebilirim icabında uzun saçlarımla
en az bir tane dolabında herkesin
siyah elbisesi olmalı bunun için
gerekler, gereçler, geçerler
bana bir sır verme, abartıyor olabilirim
-aslı çok tedirgin ediyossun beni
olabilirim
o zaman başka şeylere inanıyordum

dilin her şeyi bozabilecek gücüne
şarkıya girebilmek için ses gerekliliğine
önce bedenler evet der, en son yaralar peki
her tene uygun siyah elbiseler ve
evet evet peki

palavraları geçebilseydik, başlayacaktım.

16.3.14

I’m trying to find the beauty in everything, even myself.



10.3.14

Semâ

I'm just waking up to get back into bed
I'm looking through the wrong end of her telescope
I felt comatose waiting for this thing to grow
I'm impatient because I want it now and so it shows.